Bu yazıda aslında en temelden başlayacağız. Medeniyetin, iletişimin, varoluşun, tarihin ve sanatın doğuşu. İnsanlıkla beraber var olan ilk şey de sanat olmuştur aslında. Ve sanat iletişimi var etmiş tarihle bugünü bağlamıştır. İnsanoğlu iletişim kurmaya muhtaçtı. Ve bunu da dünyanın evrensel diliyle yani sanatla gerçekleştirdi. Mağara duvarlarındaki sanat. Aranızda "Mağara resimleri de sanat mı yani?" diyenleriniz olabilir elbette. Ve evet bu da bir sanat. Öncelikle tanımı olmayan sanat hakkında klasikleşmiş o "tanımı" yapalım ve iletişim bir sanat mı değil mi bakalım.
"Sanat; insanın duygu, düşünce ve hayallerini somut ve soyut malzemelerle yaratıcı gücünü kullanarak kişiyi etkileyecek biçimde anlatmasıdır."
Şimdi bunu iletişime uyarlayalım. İletişim; insanın duygu, düşünce ve hayallerini somut (sanat) ve soyut (kelimeler) malzemelerle yaratıcı gücünü kullanarak kişiyi etkileyecek biçimde anlatmasıdır. İnsanoğlu sanatı bir kalıba sığdırmaya çalışırken aslında iletişimin tanımını yapmıştır. Bir düşünün iletişimi bundan daha iyi nasıl tanımlayabilirsiniz ki?
Farkında olarak ya da olmayarak o kadar sanata batmış durumdayız ki. Ama hayatımızda hala sanat düşmanı bilinçsiz insanlar mevcut. Sanatın gereksiz olduğunu savunurken bile sanatı kullanan milyonlarca insan...
Bizler herhangi bir tartışmada üslubu güzel, kelimeleri doğru seçen telaffuz eden ve dilini iyi kullanan insanların anlattıkları ve savundukları şeylere inanma eğilimindeyiz. Buna sanatın gücü ve etkisi diyebiliriz. Söz sanatı. Kelimelerin etki ve gücünden bahsetmeme gerek yok diye düşünüyorum.
İnsanoğlu evrensel bir dile sahip. Yani sanata.
Bugün hala bestelerini dinlediğiniz, resimlerini bildiğiniz, şiirlerini, kitaplarını okuduğunuz, danslarını seyrettiğiniz, filmlerini izlediğiniz, heykellerine baktığınız, vs. vs. sanatçıları düşünün ve sanatın iletişim olduğu gerçeğini benimseyin.
bu insanların seslerini duymadım, onlarla konuşmadım, yaşadıkları dönemde yaşayıp onları görmedim. Kısacası iletişim kurmak için gereken hiçbir durum mevcut değil. Ama sanat sayesinde 500 yılda geçmiş olsa 1000 yılda geçmiş olsa onları tanıyorum, anlatmak istediklerini anlıyorum veya anlamaya çalışıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder